ŞEYTAN’IN TAHTI BERGAMADA MI?

Sürüngen ırk yani Reptiliandan geriye kalanlar Anadolu’da pek çok kültürü ve medeniyeti etkiledi. Türkiye topraklarında ortaya çıkan, hüküm süren ve zamanla yerini başkalarına bırakan sayısız farklı medeniyet, şehir devleti, krallık olduğunu zaten biliyoruz. Bu medeniyetler tek tek incelendiğinde inançsal ve kültürel yapılarında Sürüngen ırktan gelen ortak izler de hemen ortaya çıkıyor.Şimdi Batı Anadolu’nun Roma İmparatorluğuna bağlı çok önemli bir eyalet olduğu zamanlara gelelim. Batı sahil kıyısında yer alan ve yaşayan tarih dediğimiz antik Roma kentleri arkeolojik ve tarihsel birer hazine.

İzmir’in 100 km kuzeyinde yer alan antik Bergama kenti de bunlardan biri. Bergama sadece resmi tarih ve arkeoloji açısından değil spiritüel yönden de son derece önemli bir merkez. Tarih öncesi, İyon, Roma ve Bizans uygarlıklarını içinde barındıran şehrin kuruluşu MÖ.7’inci yüzyıla kadar gidiyor. Aslında Bergama pek çok açıdan öncü bir kent olmuş. Zamanımızda yeni moda olmaya başlayan ipnoz, telkinle tedavi, su ve ses terapisi, uykuyla tedavi gibi alternatif tıp uygulamaları Bergama’da MÖ.4.yüzyılda kurulan Asclepion sağlık merkezinde tedavi yöntemleri olarak kullanılıyormuş. Bugünün spa anlayışı Asclepion’un bir kopyası gibi. Asclepion sağlık ve şifa tanrısı olarak bilinen Asclepius adına bir tapınak olarak inşaa ettirilmiş. Asclepius ilginç bir tanrı, aynı zamanda “Yılan Tanrı” olarak da biliniyor. Nedeni elinde taşıdığı ve bir değneğe sarılı yılanın simgesi olması. Zaten Bergama’nın simgesi de yılan. İşte yılan kültü doğudan batıya ülkemizde böyle yayılıyor.

Yılan Tanrı Asclepius

Benzer bir simge daha var, o da değneğe sarılı iki yılan sembolü Caduceus. Caduceus daha çok ulaşım ve iletişim tanrısı Hermes / Mercury ile ilişkili olsa da bugün tıp alanında her yerde kullanılıyor. Modern dünyada yılan sağlık ve tıp sembolü. Son derece yaygın olarak tıp, ecza, farmakoloji alanında her yerde kullanılan bu sembolün kökeni iki tanrı; Asclepius ve Hermes. Yılan sembolünün hem tıp ve şifa alanında kullanılması ama dinsel açıdan yılanın İblis / Şeytan ile özdeşleştirilmesi garip bir çelişki gibi görünüyor değil mi? Aynı kaynaktan gelen bir varlık nasıl sağlığı, şifayı ve Allah karşıtı İblisi simgeleyebilir?

Yılan tanrı Asclepius aynı zamanda ölümsüzlük tanrısı olarak da biliniyordu. Yani sadece insanlara şifa vermekle kalmayıp, elindeki güç sayesinde ölüleri de diriltiyordu. Acaba Allah karşıtlığının bir nedeni de bu muydu? Yani yaradan insana belli sayıda yıllarla yaşanacak bir ömür verir ama insanoğlunun ölümden kaçması imkansızdır. Oysa öte yanda Yılan Tanrı Asclepius ölümsüzlüğün sırrını çoktan insanlara vermişti bile. Belki de yılan sembolü bu nedenle Kutsal Roma İmparatorluğunda ve Anadolu’daki eyaletlerde, Mısır’da son derece önemli ve saygı gösterilen bir sembol oldu.

Bergama Asclepion’da yılan sadece bir sembol olmaktan öteye gitti.  Alternatif şifa teknikleri uygulanırken gerçek yılanlar da tedavide kullanılıyordu. Uyku tedavisi sırasında zehirsiz yılanların hastalarla beraber uyumasına izin veriliyor ve bu sayede şifa alacaklarına inanılıyordu. Yılan kutsal bir varlık olarak kabul edilmişti. Roma İmparatorluğu hala Pagan inanç sistemleri içindeydi. Ve araştırmalar gösteriyor ki Mezapotamyadan başlayıp Türkiyenin batı kıyısına kadar ulaşan kutsal yılan sembolizmi, yılanın tanrısal bir güç olarak görülmesi yine Dünya Dışı kaynaklı Sürüngen uzaylıların kurduğu “Yılan Kardeşliği”nden türemişti.Bergamada Pagan inanç ve uygulamalar sürerken bir süre sonra ilk Hristiyanlardan bu garip duruma tepki gelmeye başladı. Hatta öyle ki Hristiyanlığı yaymak üzere yola çıkan ilk öncüler Bergama’yı Şeytana tapınmanın merkezi olarak adlandırdılar. Bu konuda İncil’e başvurup ilginç bir aktarma yapalım;

İncil’in Esinleme bölümünde Bergama Şeytan’ın yaşadığı yer olarak gösteriliyor ve Şeytan’ın tahtı oradadır, deniyordu.

“12-13 «Bergama’daki topluluğun meleğine yaz. İki ağızlı keskin kılıca sahip olan şöyle diyor: `Nerede yaşadığını biliyorum; Şeytan’ın tahtı oradadır. Yine de adıma bağlı kalıyorsun. Aranızda, Şeytan’ın yaşadığı yerde öldürülen sadık tanığım Antipas’ın günlerinde bile bana iman ettiğini inkâr etmedin.”

Bir anlamda Sürüngen yani Reptilian uzaylılar doğrudan doğruya Şeytan ile bağdaştırılmıştı. Ve Bergama’da yaygın bir şekilde kullanılan yılan sembolizmi buradan dünyanın her yerine hızla yayılarak tıp ve ecza sembolü haline geldi.

Bergama Asclepion sağlık ve şifa merkezinde bir zamanlar yer alan ama şu anda Almanya, Berlin’deki Bergama Müzesimde sergilenmekte olan Zeus Tapınağı ise ayrı bir gizem. KUşkusuz Kutsal Kitap’ta adı geçen  Şeytan’ın Tantı aslında Zeus Tapınağıdır. Dönemin pagan inançlarına göre Zeus tapınağı önünde tanrılara kurban verilir ve insanların kurban edilmesi de yaygın bir pagan inanç biçimidir. İlk Hristiyan piskoposlarından olan Antipas bu geleneğe uymak istemeyince Roma yönetimi tarafından cezalandırıldı. Cezası bronzdan yapılmış boğa biçimli bir fırının içine atılarak yakılmaktı.

Hristiyanlığın resmi din olarak kabulünden sonra Roma’nın Reptilian ağırlıklı Pagan inanç biçimleri unutuldu. Ta ki 19.yüzyılda bir gurup Alman araştırmacı Bergama Tapınağını keşfedinceye kadar.  Türkiye’de demiryolu inşaatı yapan Alman asıllı Carl Human ve arkeolog Alexander Conze 1867-1878 yılları arasında kazı çalışmaları yaparak Zeus Tapınağının ortaya çıkmasını sağladılar. Ardından tapınak yerinden söküldü ve Berlin’e götürüldü. 1930’lu yıllarda güçlenmeye başlayan Nasyonal Sosyalist Parti ve NAZI gücü, ve özellikle de Adolf Hitler pagan dönemin yoğun enerjisini taşıyan bu tapınağa fazlaca değer verdiler. Hatta Adolf Hitler Nuremberg’de kendisi için bir gösteri alanı ve stadyum inşa ettirirken Bergama Tapınağını model aldı. Geride kalan Bergama ise bugün hala Reptilian izlerini taşıyor. Sadece tarihsel kalıntıların olduğu bölgede değil, şehrin tamamınde farklı bir atmosfer hissediliyor.

Yaşanan iyi ya da her kötü olay hafızalardan silinse de mekanda yoğun spiritüel izler bırakır. Özellikle de taş ve kaya manyetik bir bant gibi tüm bu olayları kendi içinde hapseder. Medyum özelliğe sahip kişilerin herhangi bir nesneye dokunduklarında o eşyanın sahibi ve yaşadığı olaylarla ilgili okuma yapabilmesi de bundandır. NAZİ düşüncesinin Bergama Zeus tapınağına sahip olma arzusu orada hala var olan enerjileri kendi amaçları doğrultusunda kullanmak içindi. Berlin’de Bergama Müzesi açılıp Zeus Tapınağı sergilendiğinde Alman NAZI çevreleri arasında büyük bir heyecan yaşandı, ve nedense o zamana kadar pek de önemli olmayan Nasyonal Sosyalist parti aniden ikinci en büyük parti seviyesine çıktı. Dönemin ve kurdukları ideolojinin paralelinde metafizik ve okült uygulamalarla bir dünya imparatorluğu kurmak istiyorlardı. Özellikle de Adolf Hitler yoğun spiritüel enerji taşıyan başka tarihsel nesnelere de sahip olmak istedi. Örneğin İsa Peygamberin çarmıha gerilişinde vücuduna ölümcül darbeyi vuran mızrak gibi.

FARAHYURDÖZÜ

BERGAMA’DA YAŞADIĞIM PARANORMAL OLAYLAR:

https://farahyurdozu.net/2019/11/26/bergamada-yasadigim-paranormal-olaylar/