JOHN VELEZ KOZMİK ZİYARETÇİLER İLE OLAN TEMASLARI

Ressam ve temasçı John Velez ile New York’ta yaptığım söyleşinin bir bölümünü burada paylaşıyorum. Resimler sanatçının deneylerimlerini anlatan kendi eseridir. Farah Yurdözü.

“Griler  ve diğer D.D. Ziyaretçiler kapalı kapılardan ve kalın duvarlardan geçerek odama giriyorlardı. “

John Velez 5 yaşından itibaren D.D.varlıklarla karşılaşmalar yaşadığını ve UFO gözlemleri yaptığını hatırlıyor.  Küçük bir çocukken yatak odasının tavanında sürekli hareket eden ışıktan küreler görüyordu.  Bir seferinde parkta oynarken havada, başının üzerinde hareketsiz duran gümüş renkli  dairesel bir cisim gözlemledi. Sonraki yıllarda karısının ve oğlunun da D.D. varlıklar tarafından ziyaret edildiği sonucuna vardı.

John Velez üç ayrı tip D.D.varlıkla yakın temasta bulunduğunu söylüyor.  Küçük gri varlıklar yaklaşık 1 m. Boyunda.  Başları armut  biçimli.  Gözleri siyah , çok iri, ve oval. Başın iki yanına doğru hafifçe çekik.  Baş vücudun geri kalanına göre çok  büyük, kollar ve bacaklar uzun ve ince. Sanki eklemleri yok ve bedenleri lastikten yapılmış gibi bir görünüme sahipler.

İkinci gurup ziyaretçilerin  boyu yarım metre kadar.  Ten renkleri mavi. Üzerlerinde dökümlü kumaştan yapılmış, kapüşonlu bir giysi var

Üçüncü gurup gri varlıklar diğerlerinden çok daha uzun boylu. Otoriter bir görünüşleri var.  Özellikle yapılan tıbbi muayenelerde kontrol onlarda ve diğer kısa boylu Grilerin lideri durumundalar.

Gri varlıkların gözleri çok etkileyici ve telepati yeteneğine sahipler.  İletişim sesle değil  düşünce aktarımı ile oluyor.  Griler iletişim kurmak istedikleri kişinin yüzüne çok yaklaşıyorlar ve gözleri ile karşılarındaki kişiyikontrol altına alabiliyorlar.

John Velez’in bilinçli  ilk karşılaşması  1978 yılında oldu. Bir gece saat 1:30 sıralarında evine dönerken karşıdaki  binanın çatısı üzerinde yumurta biçimli ve büyük bir ışık kaynağının hareket ettiğini gördü. Işıklı cisim çatıdan 10 metre kadar yukarıdaydı. John büyük bir paniğe kapıldı.  Bir şeylerin kendisine zararvereceğini hissetti ve hızla koşmaya başladı. Son olarak evine yaklaştığını hatırlıyordu.

Bundan hemen sonra hatırladığı ilk şey gün ışığı ve sabah olmasıydı. Gözlerini açtığında kendini yatağında buldu.  Sabah saat 7:00 olmuştu.Ancak üzerindeki tişörtü, yastığı ve çarşafları kan içindeydi.  Kalkıp aynaya baktığında gözlerinin şiş ve kızarık, gözaklarının da tamamen kanlı olduğunu gördü. İlk aklına gelen birileri tarafındanSaldırıya uğradı ve gasp edildiğiydi. Ama cüzdanı, parası ve saati yerinde duruyordu, hırsızlık amacıyla saldırıya uğramamıştı. Üzerindeki ve yastıktaki kanın burnundan geldiğini anladı.

Tedavi olmak amacıyla yakındaki bir hastahanenin acil servisine gitti. Doktor basit ağrı kesiciler verdi ve John’a ısrarla kısa süre önce bir burun ameliyatı olup olmadığını sordu. Hayır John burnu ile ilgili bir sorun yaşamamıştı ve operasyon da geçirmemişti.  Ama doktor aynı fikirde değildi.

Muayene sonucunda doktor John’un yüzünde ve gözündeki darbelerin herhangi bir vurma ya da uygulanan darp sonucu olmadığını kesin olarak belirtti.

John sonunda ipnozla geri dönüş yöntemiyle yaşadıklarını hatırlamayı başardı. 1978  yılının o gecesinde  evine dönerken önce binanın çatısı üzerinde bir ışık kaynağı görmüştü.  O anda içinde garip bir korkuya kapıldı. Sanki  biri ya da bir şey karanlıktan çıkıp üzerine atlayacakmış gibi hissediyordu.  Birden evinin önünde duran dört küçük yaratığı gördü.

Varlıklar sokağa doğru ilerleyip John’a biraz daha yaklaştılar.  Yürümüyorlar, havada süzülüyorlardı. Aralarında 3-4 metre mesafe vardı. İlk anda gördüğü varlıkların ne olduğunu anlayamadı. Bir tür hayvan olabileceklerini düşündü. Ancak kesinlikle insan olmadıklarını  gördüğünde çok büyük bir paniğe kapıldı. Sanki etraftaki oksijen havadan çekilmişti.

Nefesi kesildi, bütün vücudu felç olmuş gibi hareket edemiyordu.  Hemen ardından garip bir kabullenme ve huzur hissetti, sakinleşmişti.  Bilinci daha farklı bir boyuta geçtiğinde varlıkları  tanıdığını, bir yerden hatırladığını düşündü. İki ziyaretçi yavaşça John’un kollarından tuttular.  Daha önce sadece bir ışık kaynağı olan nesne aslında havada asılı duran bir UFO’ydu. UFO’dan gelen güçlü bir ışık üzerlerine çevrildi ve John D.D.varlıklarla beraber havada yükselmeye başladı.

John başını kaldırıp UFO’ya baktı, cismin alt tarafını görüyordu.  Ancak herhangi bir kapı yoktuve çarpacaklarından endişelendi.  1,5 metre kadar yaklaştıklarında alt tarafta önce bir çizgi belirdi sonra kare biçimli  boşluktan içeri girdiler.  John elbiselerinin çıkartıldığını hissetti.

Bir muayene masasına yatırıldı. Etrafında altı ya da sekiz  Gri varlık bulunuyordu. Grilerden biri elini John’un alnına koydu ve korkmamasını, her şeyin yolunda olduğunu, bunu yapmak zorunda olduklarını ,canının acımayacağını söyledi.

Odaya diğerlerinden daha uzun boylu ve böceğe benzer bir varlık girdi. Elinde çok ince madeni bir çubuk vardı. Nesneyi John’un burun deliğinden içeri soktu ve kemiğe kadar dayandı. John ‘un gözlerinde bir ışık patlaması oldu. Daha sonra Griler tarafından yatağına geri götürüldüğünü hatırlıyordu. Burnuna yapılan uygulama ile yatağına dönüşü arasında geçen zamanı ise ipnozda bile hatırlayamadı.

John varlıkların kapalı kapılardan ve kalın duvarlar rahatça geçebildiklerini söylüyor. Bir gece evinin arka duvarından varlıklar girdiğinde uyandı ve bilinci  tamamen açıktı.  Büyük bir korku ile varlıklara karşı koymaya, mücadele etmeye çalıştı.  Bir yandan da “Bu gerçek, siz gerçekten varsınız”diye içinden bağırıyordu.

Üzerinde kapüşonlu giysisi olan, mavi renkli ziyaretçi, elinde tuttuğu metal, antene benzeyen nesne ile John’un alnına dokundu.  O anda sanki John’un gözlerinin önünde bir ışık çaktı ve vücudu hareket edemez hale geldi. Bir kaç saniye daha bilinci açık kaldı ve karşı koymaya çalıştı. Ancak ziyaretçiler  çok güçlüydü.

John kaçırılmalar sırasında bedeni  üzerinde pek çok defa tıbbi uygulamalar yapıldığını hatırlıyor. Bunlara yapay yollarla döllenme de dahildi. Bir defasında bu uygulamadan sonra varlıklar John’u başka bir odaya götürdüler. Duvarları metalik, dört köşe odada herhangi bir eşya, pencere, yazı ya da sembol yoktu.Sadece duvarlardan birinde sıralanmış binlerce cam küvez  olduğunu fark etti.

Küvezler in içinde açık yeşil bir sıvı vardı. Ve yine her birinde sıvının içinde yüzen, küveze kordonlarla  bağlı  bir melez bebek bulunuyordu.  John ilk anda onların canlı olabileceğini bile düşünmemişti.  Ama saniyeler içinde kendisinden çok daha  üstün bir zeka karşısında olduğunu hissetti. Melez bebekler John’un orada olduğunu biliyorlardı.

Odanın diğer ucundan altı Gri varlığın yaklaştığını gördü. Her birinin kucaklarında ikişer melez bebek taşıyordu.  Aralarından biri kucağındaki bebeği John’a gösterdi ve almak isteyip istemediğini sordu.  Bebeğin boyu  25 cm. kadardı. John çok narin görünen bebeğe zarar vermekten, düşürmekten korktu. Kendisine bebeklerin yedi kız kardeş oldukları söylendi.  Hepsi de yapay döllenme yoluyla John’dan dünyaya gelmişti.

FARAH YURDÖZÜ