Çin’in Han Hanedanlığı’ndan Dünyayı Değiştiren 10 İcat

Han Hanedanı’nın 400 yıl süren hâkimiyeti, tarımdan metalürjiye oradan sismolojiye kadar her alanda bir yenileşim çağıydı.

MÖ 206 yılında halk tabakasından Liu Bang adındaki bir adamın Han Hanedanı’nın imparatoru olması, kayıt tutmaktan tarıma tarihten tıbba her alanda ilerlemeler yaşanan 400 yılı aşkın bir dönemin başlangıcı oldu.

McGill Üniversitesi Tarih ve Klasik Çalışmalar Bölümü’nden Profesör Robin D.S. Yates, “Bu dönemde bilim ve teknolojide büyük gelişmeler olmuş, önemli icatlar yapılmıştı. Bu icatlardan bazıları, tüm icatlarda olduğu gibi, daha sonraki dönemlerde, hatta bazen çok sonra ortaya çıktı” diyor.

İşte Han Hanedanı’nından günümüze ulaşmış çığır açan icatlardan bazıları:

Kağıt Yapımı

Kağıt

Günümüze kadar varlığını kormuş en eski kağıt parçası 1957 yılında Çin’deki bir mezarda bulundu. Çoğunlukla kenevir lifinden yapılan bu ham kağıt parçası MÖ 140 ila 87 yılları arasına tarihlendiriliyor. Ancak, Li Shi’nin Qin ve Han Hanedanlığında Bilim ve Teknolojinin Tarihi adlı kitabında belirttiğine göre ağaç kabuğu, kenevir, keten paçavralar ve balık ağından parçaların ezilip karıştırılması ardından bu karışımın kül suyu (sodyum hidroksit) ile işlenmesiyle elde edilen gerçek yüksek kalite yazı kâğıdının asıl mucidi MS 105’de Han sarayında bir görevli olan Cai Lun.

Yates’in açıkladığına göre devlet belgeleri, belki de bu şekilde daha iyi korundukları için birkaç yüzyıl boyunca daha ahşap plaklara ve bambu çubuklara yazılmaya devam etti. Ancak hanedanlığın çöküşünden sonra, Cai Lun’un gelişmiş kağıdı yaygınca kullanılmaya başlandı.

Asma köprü

Robert Temple’ın Çin icatlarına dair çok sevilen kitabı The Genius of China’ya göre Han Hanedanlığı asma köprünün gelişimine tanıklık etmişti.  Asma köprü ilk olarak halattan yapılmış basit köprülerden türemiş daha sonra gelişerek tellere asılı düz yollara çevrilmişti. Yıl MS 90’a geldiğinde ise mühendisler çok daha karmaşık yapılar inşa etmeye başladı.

Derin sondaj

MÖ 1. yüzyılda, Han Hanedanlığının deniz suyu arayışı içindeki tuz madencileri sondaj kuleleri inşa edip demirden burgu uçları kullanarak yerin dibine doğru neredeyse 1,5 kilometre derinlikte delikler kazıyordu. Geliştirdikleri yöntem modern petrol sondajlarının öncülüydü.

El arabası

M.J.T Lewis’in Technology and Culture dergisinde yayımlanan 1994 tarihli makalesine göre el arabası MÖ 100 gibi erken bir dönemde Çin’de geliştirilmişti.

Sismograf

MS 1. yüzyılda yaşamış Çinli bilim insanı Zhang Heng astronomiden saatçiliğe kadar birçok alanda çalışmalar yapmıştır. Çalışmalarından en bilineni uzak depremlerin saptanması için geliştirilmiş ilk aletti. Heng’in MS 132 yılında Han sarayına getirdiği bu alet sarkaçları bulunan bir kap şeklindeydi.

Yukarıdaki fotoğrafta da görüleceği üzere, herhangi bir sarsıntı olduğunda aletin içindeki top ejderhanın ağzından kurbağanın içine düşüyor böylece gürültülü bir çınlama oluşuyordu. Aletten ilk kez böyle bir ses geldiğinde saraydı kimse bir sarsıntı hissetmemişti, ancak birkaç gün sonra neredeyse 650 kilometre uzaklıktaki bir köyden gelen elçi imparatora bir deprem olduğu haberini verince aletin işlevselliği kanıtlanmış oldu.

Maden eritme ocağı

Çin teknolojisi tarihçisi Donald B. Wagner’a  göre Çinli metalurjistler MÖ 200’lerin başında, Han Hanedanlığının ilk dönemlerinde, dökme demir elde etmek için ısıtılmış demir cevheri yığınına yüksek basınçlı hava pompalayan ilk maden eritme ocağını icat etmişti

Ayarlı anahtar

Temple’a göre MÖ 1. yüzyılda Çinliler, tesisatçı ve tamircilerin kullandığına benzer, sürgülü bir kumpas yardımıyla uçlarının ayarlanabildiği bir alet kullanıyordu. Bu alet başlarda, vida ve boruların gevşetilip sıkılaştırılmasından ziyade ölçüm için kullanılmıştı.

Öküzle tarlayı süren Çinli bir çiftçiyi gösteren 12. yüzyıl resmi

Kulaklı pulluk

Robert Greenburger’ın Antik Çin Teknolojisi adlı kitabına göre, MÖ 6. yüzyıl gibi eski bir dönemde tarım arazilerini sürmek için demir sabanlar kullanıyordu. Ancak, birkaç yüzyıl sonra, Han Hanedanlığından parlak fikirli bir mucit, kulaklı pulluk olarak bilinen “kuan”ı geliştirdi. Bu aletin, sivri uçlu bir temel parçası ve toprağı itip sürtünmeyi azaltacak kanatları vardı. Yeni geliştirilen bu saban Çinlilerin toprağı düzleyerek tepeler boyunca kat kat aşağı inen tarlalar açmasına da olanak tanıdı.

Üzengi

Antik dönemde ata binildiğinde at gittikçe binicinin ayakları da adeta dans ediyordu, ancak Romalılar semere, at hızlandıkça ayakların mümkün olduğunca sabit durmasına yardımcı olacak bir tutacak yerleştirmişti. Han Hanedanlığından bir mucit ise işi daha da kolaylaştırarak binicinin ayaklarını geçirebileceği demir veya bronzdan aletler geliştirdi. Bu öylesine çığır açan bir icattı ki ilerleyen birkaç yüzyılda tüm Asya ve Orta çağ şövalyelerinin atlarına ağır zırhlar altında yere yuvarlanmadan binmelerini sağlayacağı Avrupa’ya yayıldı.

Dümen

Çin teknolojisi tarihçisi Yongxiang Lu’ya göre Çinliler MS birinci yüzyılda gemiyi yönlendirip idare edecek bir alet geliştirmişti.

Bugün dümen olarak bildiğimiz bu alet gemilerin kürek kullanılmadan bir yöne yönlendirilmesini sağlıyor böylelikle seyri kolaylaştırıyordu. Temple’ın kitabına göre bu icadın Kristof Kolomb ve diğer kaşiflerin okyanuslara açılmasını sağlayacağı Batı’ya ulaşması bin yıl almıştı.

Kaynak: arkeolfili.com